22 Ocak 2006

Uyku Günü

Garip garip rüyalar... Bir uyandım, saat 15. Suçluluk duygusunu bastırmak için zıpkın gibi yataktan fırlayış, on dakikada kahvaltıyı hazır etme, yeme ve günlerdir ertelenen işilere yönelme. Yüksekliğiyle tepelikten dağlığa terfi etmeye hazırlanan çamaşır yığınını tekrar "sıradan" bir yükselti haline getiriş...
Yeni kontaktlensimin üzerine aldığım astigmat gözlüğünü sevmedim. Yakışmadı. Astigmatizmin özünü çözdüm; gözün küresellik sorunu. Göz, herhangi bir yönde basık olduğu durumda o açı ve basıklık derecesine göre astigmat kabul ediliyor. Astigmat gözlüğümün camından değişik açılarla bakınca çok iyi anlaşılıyor. Astigmat gözlüğüm yokken nesneleri hep olduğundan dar gördüğümü farkettim bir de. Şimdi insanlar bana daha kısa ve şişman görünüyor. Bu durumda gözlerim üstten basık demek ki. Şekil anomalisi tümüyle tutarlı. Üstten baskı altında kalan baş genişlemeye zorlanmış, gözler de küreselliğini ve olağan uzunluğunu yitirmiş. (Astigmat ve ultra hipermetrop) Bunları annemin ben karnındayken yaptığı yüksekten atlama hareketlerine borçluyum. Kendisine söylesem, vicdan azabından ne yapar, bilemiyorum.


Share/Bookmark

3 Ocak 2006

Entropi

"Varlık"ı entropinin artması olarak açıklamışlardı. Herhalde bundan daha genel bir tanım yoktur. Yaşamı da enerjinin olabildiğince dönüşüp parçalanması olarak açıklamışlardı. Yaşam için de bundan daha genel bir tanım yok.
Bir tane de benden: Felsefe, yaşamın olabildiğince farklı olasılıkları değerlendirerek kendi varlığını koruyabilme çabasının bilinç denen muammadaki yansımasıdır.
İnsanlık ilelebet böyle yaşamaya devam edebilir mi? Hayır... Öyleyse felsefe insanlığın yaşam biçimini değiştirici bir yol açacaktır. Felsefe güçlü müdür? Aksini iddia eden beri gelsin. Kitaplarda durduğundan çok daha yetkin ve etkilidir.
Çıkış yollarının en gerçekçisinde yer alıyoruz. Önümüzde durabilecek ne var?


Share/Bookmark