23 Mart 2006

Bahar Geldi

Bahar Geldi. Artık pencereyi açıp yatmaya başladım Aslında çok sıcak olduğundan değil, içerideki havanın sürekli değişmesi durumunda bir-iki saat daha az uyumayla dinlenebiliyorum.
Hayatımdaki değişikliklerden biri; artık ben de üstü başı çamaşır yumuşatıcısı kokan biriyim. Ne güzel, aynıyız, hep aynıyız. Farklıyız ama aynıyız. Farklı olma özgürlüğümüzü aynı olarak kullanıyoruz.
Yarışma için modellemeler yapmaya başladım. Yarışmanın sonunu getirebilecek miyim, bilmiyorum ama, en azından her gün bir parça modellersem ilerlerim. Şimdilik şemsiye, çaydanlık ve soba bacası hazır. Yarın bir eskiz çizimi yollamalıyım CG Society'e. Modellerin Modo'daki görüntüleri de şöyle:


Share/Bookmark

19 Mart 2006

Dolgu

Dişime dolgu yaptırdım. Amalgam. Yani civada çözünmüş gümüş. Dişçi beni israilli ajanlar gibi yavaştan zehirleyip öldürme operasyonunu başlattı yani. Hem de gayet soğukkanlılıkla.

Benim E- pen tablet pek kullanılacak halde değil. İyice temizledim ama, kimi zaman hareketleri yanlış algılıyor. Basınç algılamasında da sorun var. 2 boyutlu boyama konusunda hiç tecrübem yok sayılır. Intuos gelene kadar biraz alıştırma yapayım dedim. Şu resmi çiziktirdim. Ne ölçü var ne nizam. Olsun...


Share/Bookmark

15 Mart 2006

Komik Budur

Komiği komik yapan çelişkidir diyorduk. İşte örnek:


Share/Bookmark

12 Mart 2006

Zaman Nedir?

Yatağıma yattığımda bir şeyler düşünmeden uykuya dalamam. Bu düşünme seanslarından birinde zaman kavramını elle tutulur hale getirmek için bayağı derinlere dalmıştım. Birkaç saat bu yüzden uykusuz kalmış da olabilirim. Bu fikirleri hiç yazılı hale getirmedim. Bugün okuduğum "zamanda yolculuk" konulu bir makale aklıma getirdi, fikirlerimi yazılı hale getirmeliyim. Burası da şimdilik en uygun yer sanırım.

Zamanı algılamak, onu günlük yaşayışımızda ölçmek amacıyla saat kullanırız. Değişik saatler var, bir milyon yılda bir saniye sapma payı olan atom saatleri, zemberekli mekanik saatler, güneş saatleri vs. Burada zemberekli bir mekanik saati ele alalım. Zembereği kurarız, rakkas denen bir mekanizma sayesinde (rakkas, dünyanın kütle çekiminden kaynaklanan bir salınımın düzgün bir periyod sağladığı kabulüne dayanarak kullanılmıştır)zembereğin devindirdiği saat milinin hızını sabit kılarız. Zemberekte kalan enerjinin miktarından bağımsız olarak bu mil hep aynı hızda döner. Milin ne kadar döndüğünden yola çıkarak ne kadar zaman geçtiğine karar veririz. Saat cihazında gerçekleşen olayın özeti şudur: kurularak zembereğe (sarmal yay) aktarılan mekanik enerji, yayda iç gerilmelere yol açarak potansiyel enerjiye dönüşür. Bu potansiyel enerjinin tekrar mekanik enerjiye dönüşerek mili devindirmesi olayının ölçümü de zaman ölçümünün ta kendisidir. Yani enerji akışının ölçümü zaman ölçümünde bir yöntemdir. Peki, enerji akışının ölçülmesinden başka bir (doğru)zaman ölçme yöntemi var mıdır?
Şimdi, saatimizin bulunduğu ortamın sıcaklığının 20 derece olduğunu düşünelim. Sıcaklığın 293 derece düşmesi durumunda -ki bu sıfır kelvin, yani mutlak sıfır demektir- ne olur? Tüm moleküler parçacıkların titreşmesini sağlayan iç enerjilerinin de sıfır olması nedeniyle makro ve mikro ölçekte tüm hareketler yok olur.Zembereğimizdeki iç gerilmeye olanak sağlayan zorlanmış titreşme olayı da son bulur. İç gerilme olmayınca saat milinin devinmesi de imkânsızdır. Yani saat durur. Saat durduğu için ortamdaki zaman ölçümü sekteye mi uğramıştır? Bence hayır. Ortamdaki tüm nesnelere ait moleküler parçaların da titreşimleri durduğu için ortamla saat arasındaki enerji akışı paralelliği devam etmektedir. Ortamda zaman kavramı yok olmuştur, saatte de öyle. Buradan yola çıkarak saatimizin, enerji akışını ölçen bir sayaç olarak moleküler titreşimlerin sayısı konusunda bizi fikir sahibi ettiğini, bu yolla "zaman" diye tanımladığımız kavramı anlaşılır kıldığını söyleyebiliriz.
Bir adım daha ileri gidelim, bir nesneyi "var" olarak tanımlayabilmemiz için gereken şey, o nesnenin moleküler parçalarının titreşiminden doğan manyetik alandan dolayı ortaya çıkan "kütle"ye sahip olmasıdır. Dolayısıyla titreşmeyen parçacık "var" da olamaz. Elimizde dört sonuç var:
bir: enerji akışı yoksa zaman yoktur,
iki: enerji akışı yoksa madde de yoktur.
üç: tüm mekanlar için aynı doğruluk derecesini taşıyan evrensel bir zaman değeri aramak saçmadır.
dört: her noktada farklı olan enerji akışı değerleri kendi içinde tutarlı bir "zaman" kavramını anlamsız hale getirmektedir. Bu enerji akış değerleri arasında geçişler vardır. Mekan değişiklikleri de buna tâbi olmak durumundadır. Enerji akış ölçümü cihazlarının (saat) uyumlu olabilmesi bundan kaynaklanır. Yoksa aynı soyut "an" da aynı olmalarını garanti edecek hiç bir şey yoktur.
Soru işaretleri:
Mutlak sıfır sıcaklığına ulaşmak olası mıdır?
Mutlak sıfır ortamının çevreden tamamen yalıtılması olası mıdır?

Yarın devam edelim...


Share/Bookmark

7 Mart 2006

Dinamik Küheylan

Atı koşturdum nihayet. İlk kez video koyuyorum.


Share/Bookmark