29 Mayıs 2009

Pagerank

Blog ziyaretçilerimden birinin düzenli olarak blogumun "pagerank"ını ölçtüğünü görüyorum. http://livetr.org/ sitesi üzerinden. Merak uyandırdı. Kim acaba, sakıncası yoksa ses versin.


Share/Bookmark

28 Mayıs 2009

Pencere

Eskimekten bir hâl olmuş penceremiz de hazır.


Share/Bookmark

27 Mayıs 2009

Dün Olan

Otomobillerin, yaşamı kolaylaştırdığının on katı kadar zorlaştırdığı bir şehirde yaşıyorum. İçlerinde genellikle sadece sürücü bulunan onbinlerce otomobil dar ve eğri büğrü yollarımızı tıka basa dolduruyor ve bir tür çıldırma ayininin hayvandan akılsız parçaları olan bu sürücüler katilim olmak üzere birbirleriyle yarışıyor.

Evimle işyerim arasındaki mesafeyi ihtiyaç duyulan sürede katetmemin tek yolu bisikletle gitmek.

Sağa-sola-ileri-geri bakmadan şerit değiştirenler, önümde aniden duranlar, tali yoldan gelirken sadece dört tekerlileri bekleyip ben geçerken son gaz üstüme sürenler, yol kenarı diye sağ şeridin ortasına parkeden ve sol şeride geçip arkadan gelen amansız araç katarının önüne atlamama neden olanlar, gözleri kapalı araç kullandıklarını düşünmeye başladığım "hanım" sürücüler, karşıya geçmek bahanesiyle patır patır önüme atlayan yayalar...

Tüm bunlar muhtemelen gizli bir anlaşma çerçevesinde beni öldürüp kaza süsü vermek üzere çaba gösteren bir şebeke. Bir paranoya hiç bu kadar gerçeğe yaklaşmamıştı.

Dün yine yaklaşık 1200 badire atlatıp işyerine gittim ve aynı badirelerin ters yönde olanlarını idrak etmek üzere eve doğru yola çıktım. İki yönlü otomobil nehrini aşıp karşı yönden yoluma devam edeceğim. Fırsat kolluyorum, ters yönde ağır ağır ilerliyorum. Karşımdan bir şey geliyor.

Ne mi geliyor? 70-80 yaşlarında bir nine, arkasında içine hurda kâğıt doldurduğu iki tekerlekli bir araba; çeke çeke götürüyor.

Karşılaştık, sağımdan geçmek üzere yol tarafına doğru hamle yaptı. Tam arkasından dev bir kamyon geliyor. Muhtemelen freni ve direksiyonu yok. Freni ve direksiyonu varsa şoförü yok. Zira nine önüne çıkınca istifinde, doğrultu ve hızında zerrece değişiklik yok. Birkaç milisaniye içinde ellerim soğudu, dizimin dermanı çekildi ve kalbim en aritmik şekilde atmaya başladı. Durdum, teyzeee, teyzee, diye bağırıp arkasını işaret ettim. İrkildi, arkasına baktı, kenara geldi biraz. Kamyon neredeyse sürtünerek geçti. Teyze bana "Allah iyiluğuni versin yavrum!" dedi. Aynen böyle! Karadeniz şivesi gibi yani. Yoluna devam etti. Yoluma devam ettim.

İçimde bir şeyler kaynıyor. Teyze orada sinek gibi ezilse ağlayanı olacak mıydı acep? Ağlayanı olsaydı muhtemelen 70-80 yaşında hurda kağıt toplaması gerekmezdi. Teyze! kamyon seni sıyırıp geçti ama beni yerden yere çaldı sanki. Topladın biraz kağıt belki, gittin uyanık bir hurda depocusuna, gerçek fiyatından kırpıp kırpıp üç kuruş verdi sana. Gittin ekmek aldın. Çoğu olmayan dişlerinle çiğnemeye çalıştın. Kalan ömründe o acımasız yollarda, gaza bastıkça köpekleşen sürücülerden bulabildiğin boşluklarda kâğıt toplayabilesin diye. Yok teyze yok, o kamyon beni ezip geçti, perişan etti. Zayıf ve mavi damarlı parmaklarınla, incecik bileğinle çektiğin o araba toplumsal cenaze arabamızdır. Allah hepimizin belasını versin!
Ama sen sadece "Allah iyiluğuni versin" dedin!


Share/Bookmark

22 Mayıs 2009

Sobamız ısıtmaya hazır.


Share/Bookmark

14 Mayıs 2009

Psikolojik Savaş Nasıl Yapılır

Zaman Gazetesi ve Samanyolu Haber'den:

"Okul bahçesindeki büstü yıkan inek sürgün edildi.
Malatya'nın Yeşilyurt ilçesine bağlı Kadiruşağı köyünde okul bahçesindeki Atatürk büstünü kıran inek başka köye satıldı."

"Sürgün edildi" ironisine dikkat.

Yorum yapmama gerek var mı? Her şey ortada. Ayrıca büst kaidesine bakın. Bu inekcağızın büstü kırması için keçi gibi şahlanıp şiddetle kafa atması gerekir. Yapmış olabilir mi?


Share/Bookmark

7 Mayıs 2009

Renkli Çaydanlık

Çaydanlık da renklendi. Emayesi yer yer atmış eski zaman çaydanlığı.


Share/Bookmark

5 Mayıs 2009

Lamba

Lambayı dokulandırıp ilk render çıktılarıyla deneme yapmaya başladım.


Share/Bookmark

3 Mayıs 2009

Bozatlı




Bozatlı Hızır'ın bulunacağı ortamdaki nesnelere başladım.


Share/Bookmark