20 Kasım 2005

Ertelenenler

Ertelenenlerin ertelenemez oldukları bir noktada emniyet süpabını açtım. Dağ gibi bulaşığı erittim. Gittikçe tozdan görünmeyen çalışma ortamımı dezenfekte ettim. Bir sorun aklımı meşgul edip duruyor; kedim Yıldız'ın çamurlu ayaklarla içeri girip her yerde tatlı anılar bırakması sorunsalı hakkında neler yapabilirim? Şimdilik yapılabilecek bir şey yok gibi görünüyor. Alışmak gerekiyor galiba.
Babam aradı, klimayı kargoya vermiş. Yanına bir de Bosch matkap koymuş. O kadar lazım oluyor ki şu matkap denen şey, ilaç gibi gelecek.
Afrodit'in giysisine yeni kırışıklıklar ekledim. Kaç gündür üzerinde çalışmıyordum, ihmal yüzünden suçluluk duymaya başlamıştım.
Resme tıklayınca orijinal boyutunda açılıyor, ziyaretçi dostlara duyurulur.

Önceki gün aldığım cephe görselleştirme işini bitirdim. Fazlasıyla sade bir iş. Pek vaktimi almadı. Resimleştirme konusunda FPrime'ın katkısı yadsınamaz ama, uzun düz çizgilerin resimleştirilmesinde ortaya çıkan kırıklık sorunlarını LW render çözebilirken FPrime çözemiyor. Ya da ben henüz keşfedemedim bunun yolunu.

Marmaris seyahatini pazartesi günü sonrasına erteledim. Ankara TSE'ye gidecek evraka imza atmam ve gelecek kargoyu beklemem gerekiyor. Bu arada benim doğalgaz yetki belgesi de Oda'ya gelmiş olmalı. Pazartesi günü onu da sorayım.
Bloglar ve resim paylaşım sistemleri konusunda kafamda oluşan bir komplo teorisini de buradan paylaşayım. Yakın zamana kadar her şeyi paralı hale getirmeye uğraşan firmalar (Yahoo, Hotmail gibi firmalar yeni özellikler ekleyerek parasız hizmetlerini paralı hale getirmeye başlamışlardı) birdenbire tüm hizmetlerini parasız hale getirdiler ve eskisiyle kıyaslanamayacak derecede kapsamlı hizmetleri de birbiri ardı sıra parasız olarak sunmaya başladılar. Harcayacağınız büyük disk alanlarını umursamıyorlar üstelik. Geçtiğimiz yıllarda Benetton'ın Anadolu köylerinde yaptığı "rüya toplama" çalışması son derece ilginç bir geleceği işaret ediyordu. Bilinç altı-yaşam tarzı (belki de tüketim alışkanlıkları) bağlantısını çözmeye yönelik ciddi bir çalışmaydı bu. Eminim elde ettikleri sonuçları sır gibi saklıyorlardır ve bu çalışmanın akademik ve maddi değeri de tahminlerimizin ötesindedir. Konuya gelirsek, şimdi çok daha kolay yoldan, çok daha ayrıntılı veri kütleleri elde etmenin bir yolu var artık. Yaşamımızı resimleyerek, başımızdan geçenleri anlatarak, düşüncelerimizi ve düşlerimizi yazarak dev bir veri tabanında topluyoruz. Hem de tasnif etme ve kategorize etme işini de kendimiz üstleniyoruz. Anahtar kelimeleri, ülke ve konum sınıflandırması konusundaki bilgileri, eğitim seviyemizi, yani her tür sınıflandırıcı bilgiyi kendimiz giriyoruz. Bunları yorumlayacak bir altyapı ve yazılım sistemi kurdularsa elde edilecek verilerle tüm insanlığı sonsuza kadar koyun gibi gütmek istiyor olabilirler. Açıkçası bundan zerre kadar tedirgin olmuyorum. Çünkü neden çok açık ve net: Su sıkıştırılamaz.


Share/Bookmark

1 yorum var:

sonsuz dedi ki...

hotmail ve yahoonun kendilerini geliştirme çabaları gmailin alt yapısının saglam olmasından ileri geliyordu.rakipleri bir adım öndeydi..diger teorilerin konusu, olası.. ancak kişiler bilgilerini yanlış girebilirler. bunu göz ardı etmişler midir?