6 Nisan 2006

Nereye Sevgili Yurdum?

İç savaş plânı -şimdilik- hiç aksamadan yürüyor. Gidişata bakılacak olursa, önümüzdeki yazın sonuna kadar ülke tamamen iç savaş ortamına gömülecek. Kürt milliyetçilerinin "ezilen ulusun milliyetçiliği olmaz" türünden saçma sapan değerlendirmeleri her yaptıklarını meşru görme eğilimine yol açıyor. Bu ise gittikçe ırkçı-faşist bir tarzı benimsemelerine götürüyor onları. Gözlerini kör eden Türk düşmanlığı ABD'li abilerine daha da yakınlaştırıyor onları. Türk faşist hareketi zaten olduğu yerde duruyor. Metropoller barut fıçısı, her an korkunç bir boğazlaşma başlayabilir. Aynı süreçte ABD'li askeri yetkililerin İskenderun Limanı'na el koyma hazırlıkları yaptığını duyuyoruz. Karadeniz için Montrö sözleşmesini delen talepleri olduğunu da...
Bölünme olasılığı ilk defa ete kemiğe bürünüyor, güçlü bir olasılık haline geliyor. Yıllar önce dile getirdiğim olasılığı yineliyorum. Kürt-Türk boğazlaşmasına eşlik edecek bir dinci gerici ayaklanma, emperyalistlerin "insani" müdahale adına bölgemizi doğrudan kontrol etme girişimine yol açacaktır. Bu sırada İran ya da Irak'ta onursuz bir macera içine sürüklenebilecek silahlı kuvvetler de süreçte belirleyici olmaktan çok uzakta olacaktır. Kafkaslar'ı daha doğrudan kontrol etmek isteyen ABD'nin Kukla Kuzay Kürdistan'a acilen ihtiyacı var. Turuncu devrimler döneminin hezimetle sonuçlanmaya başladığı bu dönemde Türkiye Kürtleri için sivil itaatsizlik eylemleri yerine şiddet içerikli bir karışıklık çıkarmak ABD'nin dönemsel politikalarına daha uygun düşüyor. Yugoslavya'yı hatırlayalım; emperyalistlere alet olan halkların ayrılma girişimleri, diğer halklarda anti-emperyalist bir önderlik potansiyeli yoksa biçimsiz bir milliyetçiliğe yol açar. Türkiye ve Türk halkı için de -şimdilik- en güçlü olasılık ne yazık ki budur. Ülke "Kurtlar Vadisi" ve "Kürtler Vadisi" olarak bölüşülmeye hazırlanılıyor. Ne kara bahtlısın ey yurdum, başındaki belâlardan kurtulmak istedikçe, daha büyük belâların kapısını açıyorsun ama bunun farkında değilsin. Sonuna kadar anti-emperyalist olan bir siyasi özne yaratamadıkça dünyanın unutamayacağı acıklı hikayeler yaratacaksın.


Share/Bookmark

1 yorum var:

gökhan avanoğlu dedi ki...

dostum,
bu ülkede şaşılacak şey, bahsettiğin iç savaşın, hala kitleselleşmemiş olması. adamların bunca sene, bu kadar uğraşmasına rağmen, hala kürt karşıtı bir ayaklanma, bırak ayaklanmayı kitle gösterisi bile düzenleyemediler. Türkiyede yapılan provokasyonun onda biri, "demokrasinin beşiği" ingilterede, amerikada, avrupada yapılsaydı bu kadar süre içinde yeni hitlerler, yeni mussoliniler peydah olurdu.
başta söylediğim "şaşırtıcı" yargısını kısmileştiriyorum: bu emperyalistler için şaşırtıcıdır. çünkü emperyalist-batılı düşünce sistematiği bunu gerektirir. onlarda körüklenen etnik, dini vb. ayrımcılık uzun süreçte ya soykırımı, ya bölünmeyi gerektirirdi.
bizde ise şaşıran medya gazlı entellektüel kesimden başkası değil. (özellikle aydın yerine entellektüel sözcüğünü seçtim) çünkü bunlar batının Türkiyedeki izdüşümleridir ama "aydınlanmacı değil, emperyalist batının. sudaki bulanıklıktan insanlığın çıkarlarını savunur gibi görünüp, emperyalizmin uşaklığını yapıyorlar.
bütün bunlara rağmen bu oyun tutmayacak...