20 Ocak 2008

Vericiler

Bugünkü bisiklet tırmanışımızın hedefi 'vericiler'di. Sanırım TV, radyo ve bilumum iletişim aracı bu vericiler aracılığıyla uzak bağlantı kuruyor.

Sabah 8'de uyanıp hızlı bir kahvaltı yaptım. Kısa tayt, üstüne uzun tayt, forma, dış forma, balaklava, kask, eldiven, gözlük, üst üste iki kat çorap, kask ve ayakkabıdan oluşan bisiklet pusatlarımı kuşandım, sırt çantama yedek forma, bir elma ve bir portakal, formamın arka cebine bir poşet kuru üzüm koydum, mataramdaki suyu yeniledim, sayacı sıfırladım ve kendimi dışarı attım. Buluşma yeri olan Çamlık'a vardığımda 10 dakika gecikmiştim. Alper, Devrim ve tırmanışın bir kısmına katılacak olan Mehmet Ali Beni bekliyorlardı. Çamlık'ta da belediyenin eşsiz hizmeti olan müzik eşliğinde aerobik rezaleti henüz başlamıştı. Aralarından geçip rampaya yöneldik, viteslerimizi küçültüp başladık pedallamaya. Başta yol gayet iyiydi. Yükseldikçe karlı bölgeler görmeye başladık. Güneşin vurduğu yerlerde karlar erimiş, yapış yapış bir çamur sarmıştı ortalığı. Ne kadar uğraştıysak boş, tekerleklerin çamurla kaplanıp birer motosiklet tekerleği kalınlığına ulaşmasını engelleyemedik. Hafif alüminyum alaşımlı bisikletlerimiz 7-8 kilo çamur yükü ve "ölürüm de sizi bırakmam" dercesine tekerleğin dönüşünü engelleyen yapışkanlık yüzünden eski bir rus tankı misali bata çıka ilerlemeye başladı. Maşa, frenler, fren telleri görünmez olalı epey olmuştu ki, 10 santim kalınlığında karla kaplı bir bölgeye ulaştık. Kar içinde ilerlerken lastiklerdeki çamur tamamen temizlendi. Tam buna sevinirken kar kalınlığı 20 santimi geçmeye başladı. Bu sefer de karda ilerleyebilmek için normalin on katı bir güçle pedal basmak durumunda kaldık. Onsekizinci kliometreyi devirmiştik ki, artık pedal basarak ilerleme olanağı kalmadı. İnip yürümeye başladık. Kar kalınlığı o kadar arttı ki, bir yerde bisikleti olduğu gibi bıraktım ve o ilk kez kendi tekerleri üstünde dik durarak gözlerimizi yaşarttı. O anı ölümsüzleştirmek için Alper ve Devrim de aynı gururlu duruşu kendi bisikletlerine öğrettiler ve bolca fotoğraf çektiler.
Birkaç kilometre de bu şekilde ilerledikten sonra yine çamur deryalarının amansız saldırısıyla karşılaştık. Bu kez tekerler kalınlıklarıyla traktör tekerleğini andırmaya başladı. Ayakkabılarımız neredeyse tamamen çamura gömüldü.
Durumun verdiği inançla en önden, kararlılıkla ilerliyordum ki, hedefi gördüm. Müjdeyi arkadakilere bağırdım: Vericiler göründüüüüü! Durmaksızın fotoğraf makinalarına davrandılar muzaffer edalı fotoğraflarımı çektiler.
Dolambaçlı bir yoldan vericilerin önüne çıktık. Bir işletme binası, bir de konut vardı yanında. Birkaç dakikalık "kimse yok mu" faslından sonra çay içme hayallerimizi kar içinde cozurdatıp söndürdük ve konutun önündeki piknik bankına kurulduk. Terlileri tersizlerle değiştirip yemeğimizi hazırlamaya başladık. Yemek menüsü ne miydi? İki tane yulaflı bisküviyi, arasına Alper'in tüp balından sürüp yapıştırırsın, bundan ikişer tane... Sonra bendeki portakal ve elmayı 120'şer derecelik açılarla kesip üleştik. Hepsi bu. Üzerine bir sürü ramazan davulu yapıştırılmış birer eyfel kulesini andıran vericiler önünde bolca fotoğraf çektirdikten sonra geri dönüşe başladık. Az önce bize geçit vermeyen kar kütleleri kendilerini affettirmek istediklerinden olacak, bisiklet üstünde bir snowboard zevki bahşetti bize. Yarı kayarak, yarı pedallayarak inmeye başladık. Tarifsiz bir keyifti. Lastiklerdeki çamur hızın olanak verdiği merkezkaç etkisiyle çılgınca etrafa saçılmaya başladı. Sırtıma, çeneme, gözlüğüme, burnumun içine isabetli atışlar yaptı.

Döner dönmez Devrim'le kokoreççiye gittik. Neden mi? Vericiye varmak üzereyken Devrim "verici binalarında kokoreç satılıyor olsa" şeklinde ultra fantastik bir hayal kurmuştu. Onu farklı bir mekânda gerçekleştirdik biz de. İkişer kokoreçi mideye indirdikten sonra oto yıkayıcının yolunu tuttuk. Basınçlı su harikalar yarattı ve çamurlu bir kağnıyı andıran velespitlerimizi görenin içini ürpertecek güzellikte bisikletlere çevirdi. Ayakkabılar ve giysiler için de bir şeyler düşünmeli...

Haa, bu arada vericilerin uydu görüntüsü burada. Fotoğraflar da en kısa zamanda karşınızda...


Share/Bookmark

0 yorum var: