9 Şubat 2009

Organizmada Organize Olma

Bir organizma düşün ey okur; besleniyor, yaşamını devam ettiriyor, türünü devam ettiriyor. Organizmaya bir sıfat yakıştırmayı öneriyorum ey okur; yeryüzündeki kötülüğün odağı olsun meselâ. Siyah, pis, yapışkan, kötü kokan. Umutları kıran, dizlerin dermanını çekip alan, omuzlara kâbus gibi çöken... Umutsuzluk dayanılmaz olsun. Umudun bittiği yerde yaşamın mucizevi şekilde kendine kanallar açışına şahit oluruz hep. Yaşam bu lânet organizmada nasıl kanal açabilir? Organizmanın içinde organize olarak elbette. Organizma içinde, organizmanın lanetinden bağımsız nasıl organize olunur? Canlılar dünyasından örnek verelim mi? Kanser... Hep düşünmüşümdür, kanser neden var? Bulaşıcı değil, bünyeyi ele geçirip öldürdükten sonra kendi de ölüyor, toprağa karışıyor. Kendini türe sadece genetik olarak yayabiliyor. Diğer hastalıklar gibi farklı bir organizma türünün devamlı bir yaşam biçimi değil.

Aşağılık organizmamıza dönelim. Ne kadar döversen döv, söversen söv yıpranmıyor, her geçen gün daha güçleniyor ve iğrençleşiyor. Güçlendikçe sana daha ağır darbeler vuruyor. Seni aç bırakıyor, gırtlağını sıkıyor, beynini oksijensiz bırakıyor. Canın uçup gidiyor, öfkenden ibaret kalıyorsun. Öfken ateş olup ona akıyor. Ağzından burnundan girip semirmiş bedene yerleşiyorsun. Akciğerlerine siniyorsun. Her nefes alış verişini içten duyuyorsun artık. Her nefesin dünyanın yaşamından bir parçanın daha sökülüp alınışı olduğunu taa içten duyumsuyorsun. O organizmaya karıştırıyorsun bedenini; artık öfken olan aklını hiç yitirmeden ama. Organizmanın gürbüz damarlarını bağlıyorsun senin kurumaya yüz tutmuş damarlarına. Sel olup akıyor kanı sana. Canlanıyorsun. Organizma içinde büyük ve özerk bir etkinlik alanı oluyorsun asla dokunulamayan. Organizma içinde büyüyorsun ve kan damarlarının çoğu sana kan taşımaya başlıyor. Canlanışın büyük bir kurtuluşun umudu haline geliyor. Büyük bir ölüme gidiyorsun. Ölümü göze alıp dışarıdan var gücünle vurmalarınla sinek ısırığı kadar yaralayamadığın organizmayı içeriden, kendinle birlikte ölüme sürüklüyorsun. O can havliyle seni bedeninden söküp atmaya çalıştığında artık senin tam orta yerinde olan canını da söküp atmış oluyor, çaresi yok. Karşı olmanın yollarından biridir bu. Kimi zaman başka yolu da kalmaz ve yaşam kendine böyle bir karşı yol bulur.

Ey sinek dostlarım, sizce başka umut var mı?


Share/Bookmark

0 yorum var: