17 Aralık 2005

Kabuk

Kabuk gibi görmeye başladım yaşamı. İçsizliğini gizleyen bir dış olarak ya da. Beceriksizliğimizi gizleyen statülerimiz sayesinde bugünü yarına bağlayabiliyoruz. Çürüme bile bitti artık. Çürüyecek bir şey kalmadı içerilerde. Kupkuru kabuklarımızla idare ediyoruz.

Kalorifer kazanlarını kontrol ederken en çok bilgisizliğimizin çakılmaması için mücadele ediyoruz. Kazanla yatıp kalkan ateşçi olayın organik parçası olmuş ama gizemli bakışlar satarak kazanın tipini anlamaya çalışan bizim ağzımızın içine bakıyor. Bizim kabuğumuz var, onun yok. Kabuğumuzun hacmince para kazanıyoruz, ağırlığınca olmamasına dua ediyoruz.

Bir sarsıntıda tuzla buz olacak kuru kabuklarımız. Allah gecinden versin diyoruz. Hayatı sarsmamaya yazgılıyız ama kendimize "devrimci" diyoruz.

Tek çare var, hep beraber hayatı sarsarak kabuklarımızı gönüllü olarak toz etmek. Belki bizden sonrakiler etli meyvelere dönüşür diye...


Share/Bookmark

1 yorum var:

sonsuz dedi ki...

açım..