Blogu okuyan kaldı mı, bilmiyorum. Muhteşem olmayan bir dönüşün ilk yazısı, hadi bakalım...
Devrim üst katımdan hicret edeli beri ağ bağlantım yoktu. (neden "ağ bağlantım" diyorum, tam bilmiyorum. "Internet" diyesim yok sanırım) Kablonun ucu onun telefon hattına bağlıydı ve...
Neler mi oldu o birkaç aylık arada? Oldu bir şeyler işte... Buna ek olarak günlerin düşündüğümden daha uzun olduğunu, daha çok şey yapılabildiğini, gözlerimin altının gerçekte mora çalan bir renkte olmadığını, dünyanın gidişatının o kadar da kaotik olmadığını ve şimdi hatırlayamadığım bir yığın şeyi farkettim.
Hep aynı şey. Gerçek ihtiyaçların arasına marjinal ihtiyaçlar kakalıyorlar ve ona bağımlı olmamızı ağzımızdan girip burnumuzdan çıkarak başarıyorlar. Sonra hiç yoktan yoksunluklar yaşatıyor, krizlere sokuyorlar bizi. Bu döngüye de fırıldak gibi dönen para turnikeleri yerleştiriyorlar. Yeni masraf kalemleri biribirini kovalıyor. Sevgili okur, yine analitik ukalalıktan alamadım kendimi, kusura bakma. Ahkam kesmeyeli aylar olmuştu, çok görme.
Bu sefil fotoğrafı geçenlerde çektim. Bir sıcak içtenliği var sanki.
2 Ocak 2008
Devam...
Anlatan: Barış Saat: 21:30:00
Etiketler: fotoğraf, içimi dökerken
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
7 yorum var:
Selamlar abi ben Gökhan.Aylardır bekliyordum ne zaman yazacak diye,inşallah devam edersin.Bu arada Devrim Abi temelli mi hicret etti yukarıdan.
eh yani! sonunda...
Teşekkürler dostlar. Evet Gökhan, Devrim başka bir semte taşındı.
Sağlıcakla...
cankuş dönüşün mühteşem olmuş :) fotoraf çok iyi. o musluğu bi yerden hatırlıyom ama...
O kadar su içtiğin musluğu unutmazsın tabii cankuş :)
bi garip oldum :D ben bile bu muslukları gördüm ya :D gerçi köyde halen devam edenler var ama atık elini altına getiriyon o kendi akıyo :D tembeller için bire bir D: açma derdi yok "akıllı musluklar" :)
Sıcaklığı olduğu tartışılmaz, diğer otomatikler gibi sıcak akmasa da içtenliği... Canım köyüm:)
Yorum Gönder