23 Aralık 2009

Gecenin Senfonisi

İnsan, ömrünün ortalama üçte birini uyuyarak geçiriyor. Bende bu ortalama beşte bire doğru gitmeye başladı. Erken uyansam da sabahı etmeden uyuyamıyorum.

Bizim binanın arkasında bir boş bölge var. Bir kısmı park. Orayı mekân eylemiş iki üç köpek ve birkaç tosun kedi doğuştan düşmanlıklarını bir konsensüsle aşmış, "yaşasın türlerin kardeşliği" şiarı etrafında yaşayıp gidiyorlar. Çevre apartmanlar ve dükkânlar onları benimsemiş, besler olmuş. Gündüzleri sevgi ve şafkatle özetlenebilecek duygularla yanlarından geçer, arada bir hoşbeş ederdim. Geceleri ne yaparlar bilmezdim. Şimdi en azından köpeklerin ne yaptığını çok iyi biliyorum. Sabaha kadar bölgelerini savunuyorlar. Nasıl mı? 5 saniyelik aralıklarla havlayarak.

Yatağımda uykuyu umutsuzca çağırırken havlamalarını sayıyorum. "Yok canım" diyorum, "herhalde 100 havlamadan sonra biraz olsun susarlar". Her defasında yanılıyorum. Saat 3 gibi montumu giyip çıkıyorum. Karşıdaki dersanenin önüne dökülü çakıllardan bir avuç alıp mekânlarına gidiyorum. Ortalama insan tipine gösterdikleri jestlerle, havlayarak üstüme doğru koşmaya başlıyorlar. Ben de ayaklarımı yere vura vura onlara doğru koşup çakılları etraflarına doğru savurduğumda birbirlerine bakıp kaçıyorlar. Sonra bekliyorum. Birkaç farklı sokaktan aynı mekâna sızma girişimlerinin hepsini benzer şekilde püskürttüm mü, tamamdır. En azından bu günlük, bölge savunmalarını dağıtmış oluyorum. Eve dönüyorum. Yine uykuyu çağırırken bu kez kalorifer tesisatının ani ısınma ve soğuma çığlıklarıyla karşılaşıyorum. Boruların tahta döşemeden çıktığı yerlerde genleşme sırasında bir gıcırtı çıkıyor ki, köpek havlamasından beter. Kalkıp su içiyorum, dışarıyı izliyorum. Saat beşe geliyor. Yine yatıyorum. Ama sabahın mahallemizdeki ilk müjdecisi olan kargalar mesaiye başlıyor. Boş alanda öyle bir yankılanıyor ki sesleri. Mekanik bir cihazdan çıkarcasına yırtıcı ve sert sesleri var. Artık öfkelenecek enerjim bile bitmiş. Umarsızca dinliyorum...

Bir süredir her gecenin özeti budur. Önceden ben mışıl mışıl uyurken neler oluyormuş meğer.


Share/Bookmark

0 yorum var: