11 Eylül 2005

Bir Gün Daha...

Bugün çok farklı bir gündü, bir kere dün takvimde 10 yazıyordu, bugün 11...Bu kadar fark da yeter herhalde. LPG işinden para kazanmaya başlayıncaya kadar pesimist günler geçireceğim galiba. Sefaletten yaşamsal fonksiyonlarım durmak üzere. Sosyal yaşamsal fonksiyonlarım sıfıra indi zaten. Yıldız hala bir şey yemiyor. Ateşi de var. Zorla yoğurt yedirmeye çalıştım. Bir elimle ağzını açıp diğeriyle ağzına yoğurt tepmeye çalışırken tırmalamaması için ön ayaklarının da tutulması gerekiyor. Bunu yapamadığım için ön ayaklarını birbirine bağladım zavallının ve zorla yedirdim yoğurdu. Ne denediysem yemiyor. Hatta camı açık bulup içeri giren başka bir kedi ne koyduysam silip süpürmüş ama bizimkinde tık yok. Yarın mama alacağım. Umarım ciddi bir hastalığı yoktur.

Turbosquid'deki model henüz satılmamış ama bakanların sayısı iyi. Diğer kadın modelleriyle fiyat ve kalite açısından karşılaştırdım ve iyi bir model olduğuna karar verdim. Yalnız biraz daha narin, kaplamaları ile biraz daha uğraşılmış ve çeşitli giysilere sahip bir model haline getirirsem şansı çok daha fazla artacak. Bir de değişik formatları da eklemeliyim. Kas yığını erkek modeliyle de uğraşıp koyarsam çok iyi olacak. Az önce baktım, Ebay'dan sipariş ettiğim heykel el aletleri gönderilmiş. Modellerin satışı artarsa böyle güzel alış verişler yaparım.

Bugün taze fasulye pişirdim. Nedense son günlerde taze fasulyeyi çok seviyorum. Lezzetli oldu. Yemeği yaparken Devrim geldi, bilgisayarının sesinin bozulduğunu söyledi. Gittim, ses kartı çıkmış. Şu külüstür kasa yüzünden hiç bitmeyecek bu sorunlar. Sonra yine Devrim geldi, elinde bir kasa, içinde epey şeftali. İsmail getirmiş. Geçen yıl beni ıska geçti diye o kadar başının etini yemişim ki, bu sefer unutmamış. Güzel şeftali, sağolsun. İki tane yedim hemen.

Bugün 11 Eylül... Amerika'nın nasırına basılmasının yıldönümü. Uçak şeklinde iki tane füzeyle Amerika'nın (tabii ki Birleşik Devletler) psikolojik iki merkezi vuruldu. Bence bu olay bir milat. Kimilerine göre Amerikan rüyasının sonunun başlangıcı, kimilerine göre neocon denen yeni muhafazakarların küresel imparatorluğunun başlangıcı. İbre birinci olasılığa yaklaşıyor gittikçe. Katrina kasırgasında rezil kepaze olan ABD yönetimi bu gidişle bırak dünya egemenliğini, ülkesinin egemenliğini bile koruyamaz. Sadece silah gücüne dayalı egemenliğin modasının geçmekte olduğunu sevinerek görüyorum. Hadi hayırlısı.

Yarın da 12 Eylül. Şimdiki embesil kuşağın tohumlarının atıldığı tarihin yıldönümü. Tüm embesillere kutlu olsun.

Unutmadan, sevgili portalımız 3Dniz'i çok ihmal ettim. Kısa zamanda birşeyler yapmalı. Cüneyt Özdaş'la yaptığım röportaj elime ulaşsın, küçük bir çıkış planlarım. Üyelerimiz eskisi kadar ziyaret etmiyor sanırım. Bişey yapmalı...


Share/Bookmark

2 yorum var:

ozlem dedi ki...

hala denizli de mi yasiyorsun?

Barış dedi ki...

Evet, hâla... Bu "hâla" sözcüğü benim durumumu çok iyi ifade ediyor. Sen de Denizli'de misin?